ambassadors
1. Neden seyahate çıkmaya karar verdin?
Sosyal medya takipçilerimin %83 ü Türkiye’de yaşıyor. Gerek tatil, gerek iş olarak sürekli gittiğim şehirlerde takipçilerimle bir arada olup onlarla güzel sohbetler ediyorum ama geri kalan şehirlerdeki kitleme ulaşamıyorum.
Bir gün yine Instagram mesajlarında “abi buraya gelecek misin? Abi şuraya gidecek misin?“ sorularını cevaplarken, bir anda aklıma Türkiye turu geldi.
Hemen araştırmalara başladım…
Amacım beni seven benimle sohbet etmek isteyen insanlarla iç içe olup onların sorularını yanıtlamak, güzel vakitler geçirip hatıralar biriktirmek.
Evet dedim ben Türkiye turuna çıkmam lazım… İlk başlarda kolay gelse de işin içine girdikçe zorlaşmaya başladı…
Bütçe, yolun uzunluğu, hazırlık, nerede kalacağım, yolda başıma bir şey gelir mi gibi sorularla boğuşurken, ne olursa olsun bu yola çıkmaya kendimi şartladım.
Yani bakıldığında bu yola çıkma sebebim benim bu günlere gelmemi sağlayan o insanlar.
Ben bugün bu yazıyı yazıyorsam onlar sayesinde ve onlar bunu hak etti :)
2. Seyahatini nasıl planladın? Bir rota planlarken neler düşündün? Yanında başka birisi var mıydı yoksa tek başına mı yola çıktın?
Öncelikle bilgisayarımdan Türkiye haritasını açıp, bu yolu en kısa ve en güvenli şekilde hangi rotalardan yapabilirim diye çalışmaya başladım. Rotamı hazırlamam ortalama 20 günü buldu yani pek kolay olmadı ve sonrasında araştırmalarım ve çalışmam sonucunda ortaya bir rota çıktı.
Bu rota bana Türkiye’nin tüm şehirlerini en kısa yoldan gezdirecekti.
Rota planımda ilk düşündüğüm yolu ne kadar kısa tutarsam bana o kadar yararlı olacağı.
Tabi yolu kısa tutarken bozuk yolları da seçmemeliyim. Sonuçta bu yola motosiklet ve arkada 55-60 kiloluk bir yük ile çıkıyorum.
Rotamız bitti tabii beni bir heyecan almaya başladı, sosyal medyadan rotamı paylaştım ve inanılmaz ilgi aldım herkes kendi yaşadığı yeri yazıp ne zaman geleceğimi, geldiğimde şuralara gitmemi motosiklet kulüpleri beni ağırlayacaklarını yazıyorlardı. Açıkçası bu kadar ilgi beklemiyordum; bu da bu işi benim gözümde daha bir ciddi kıldı, evet artık geri dönüş yoktu, bu yola çıkılacak…
Bu kadar uzun bir yol tek başına çok riskli. Yolda başınıza her şey gelebilir yanınızda acil durumlarda size yardım edecek biri olmalı.
Bende hemen bu tarz uzun yollar yapan arkadaşlarıma projeden bahsettim tabii olumlu olmadı çünkü kimse bu kadar büyük bir projeye aniden giremezdi, herkesin ilk söylediği şey bütçe.
Sanırım bu yola tek başıma çıkacağım evet bunu kabullendim, bu yolda tek başımayım.
Yola çıkmama 1 hafta kaldı çok heyecanlıyım gerçekten. Her gün onca yükü tek tek kontrol edip bir eksiğim olup olmadığına bakıyordum ve bir anda İstanbul’da çekim işlerim için bana yardım eden Semih aklıma geldi, evet Semih bu yola benimle beraber gelebilirdi.
Sonrasında gerekli izinler ve görüşmeler sonucu bu yola Semih ile beraber çıkmaya karar verdik, bu yüzümde tebessüm oluşturdu çünkü yalnız olmayacaktım.
3. Seyahate ne alınmalı? Temel nedir?
Eğer ki böyle bir uzun yola motosikletiyle çıkacak varsa ve sadece çadır kurup kamp yapacaksa yükü ne yazık ki biraz ağır oluyor.
Yanımıza almamız gerekenleri yazmaya kalkarsak çok uzun olur çünkü gideceğin rota ve havanın durumu gibi faktörler yanına alacağın çoğu şeyi değiştirir.
Ben Nisan sonu mayıs başı gibi böyle bir yola çıkacaklar için yanıma ne aldığımı kısaca anlatayım.
Öncelikle tabi ki de çadır :) bu herkesin aklına gelecektir diye düşünüyorum :) Çadırımızı güneş ışınlarına karşı dayanıklı ve kaliteli seçersek yolda bizi yarı yolda bırakmaz.
Harici mat yastık havlu bunların elinizden geldiğince en ufak ve hafif olanlarını tercih edin.
Hava ne kadar sıcak olursa olsun kaldığınız gerek ormanda gerekse bir koyda gece sıcaklık 8-10 derece düşebiliyor bu yüzden tulum muhakkak alın yanınıza, hem kullanmadığınız zaman altınıza da serebilirsiniz.
Yattık kalktık her şey çok güzel ama yola çıktık lastiğimiz patlamaz mı? Yağımız eksilmez mi?
Yanınıza bir hatta iki tane lastik tamir kiti alın. Temel el aletlerini de bulundurun.
Bakır tel ve plastik kelepçe alın yanınıza (bunu ne yapacağız demeyin her yerde işe yarıyor). Harici aslında yazılacak çok şey var ama ne alırsanız alın hafif ve az yer kaplamasına dikkat edin.
Biraz büyük olsun ne olacak dediğiniz şeyler birleştiğince bir kamyon eşya yapıyor :)
4. Kaç kilometre yol yaptın? Ne tür bir motosiklet bakımı yaptın?
Türkiye turumu ilk başta 14.000 km olarak hesapladım ama gittiğim şehirlerde çok fazla gezdiğimden dolayı bu 17000 km’yi bulacak. Şu an 5500 km oldu yolda yaşadığım aksiliklerden dolayı biraz ara vermem gerekti. Bu aksilikleri bir sonra ki soruda anlatacağım :)
Yanıma çok yük olmaması için en çok kullanacağım yani zincir yağı, zincir temizleme spreyi, kask vizör temizleyicisi aldım.
Yollar aşırı tozlu olduğundan hemen hemen her durduğum şehirde zincirimi temizleyip yağladım. Zincirimin beni yarı yolda bırakmasını istemeyeceğimden dolayı ona baya iyi baktım :)
Harici hava sıcak olunca vazgeçilmezimiz vizöre yapışan sinekler, bunun için de vizör temizleyici ile her yakıt alırken vizörümü temizledim.
Ortalama 4-5 bin km de bir yağ bakımımı yapacağım, ilk bakımımı yaptım. Çoğu ufak yerlerde istediğim yağı veya orijinal parçayı bulamadım bu yüzden genelde bir gün önceden ertesi günü gideceğim yere İstanbul’dan kargo yaptırdım.
Bakımlar gerçekten tek başınıza çok zor oluyor. Çoğu zaman yan çadırınızda kalan veya bir benzin istasyonunda ki görevliden yardım alıp zincirimi yağladım.
5. Hangi problemlerle karşılaştın ve nasıl çözdün?
Yola çıkarken aksilikler olacağını problemler yaşayacağımı tahmin ettim ama bu kadarını düşünmüyordum.
İlk bölgemiz yani Trakya bölgesi biraz ıslak geçti :) ilk durağımız Kıyıköy çok güzeldi fakat sonra Edirne, Keşan ve Tekirdağ yağmurluydu. Olsun bunun da önlemini almıştık, yağmurluklarımızı giydik, eşyalarımızın üstünü örttük yola devam ettik.
Trakya bölgesinin bitmesiyle Çanakkale üzerinden yavaş yavaş İzmir’e geçtik. Tabi İzmir’de 1 gün kalırız diye düşünüyorduk fakat bu düşündüğümüz gibi olmadı.
Asıl talihsizlikler şimdi başlıyor.
Yolda hem çekim işlerime yardım etmesi hem de yol arkadaşı olması için gelen Semih İzmir’de konaklarken gece sahile gitmek için evden çıktı ve yolları bilmediği için 2 şeritli bir yolu tek şeritli sanıp sol şeritten viraja girince karşı taraftan gelen araçla kafa kafaya çarpıştı.
Telefonum çaldı, yabancı bir numara, uyku sersemliğiyle telefonu açtım ve durumu anlatan biri.
Hemen kaldırıldığı hastaneye gittik durumu çok ağırdı tabi moraller bir anda dibe çöktü. Hiç böyle hayal etmemiştik ama kaza, yapacak bir şeyimiz yoktu Türkiye turunu bıraktık önceliğimiz Semih’in sağlığıydı.
1 hafta İzmir’de hastanede yattı ve bacağında 9 parçacıklı kırık olduğu için İstanbul’a gitmesi gerektiği söylenildi. Hemen İstanbul’a gönderdik orada ameliyatını oldu.
Büyük bir ikilemdeydim… Yol arkadaşım kaza yaptı, bu yola devam mı etmeliydim yoksa iptal edip onun yanında olmam mı gerekiyordu?
Semih devam etmemi söyledi bu yola çıkmayı ne kadar istediğimi o insanların beni ne kadar çok beklediğini söyleyerek az da olsa yola çıkmak için gereken morali bana verdi ve ertesi gün İzmir’den yola çıkıp bodruma gittim.
Bodrumda çok güzel karşılandım fakat ertesi gün anahtarımı kaybettim. Tüm gün anahtarımı aramakla geçti ve çadırıma 15 metre ileride yerde buldum. (Yanınıza yedek anahtar almanız gerektiğini burada anlıyorsunuz) kafamda acaba bunun bir işaret olduğu hakkında karmaşık düşünceler vardı. Devam etmemeli miydim?
Sonrasında müziğimi dinleyip sahili izleyerek Akdeniz bölgesine geçerken dalaman yolunda motorun birden yalpalamasıyla kendime geldim. Evet beklediğim bir şeydi lastiğim patladı :(
Hemen sağa çektim. Acil durumlarda kullanacağım eşyalarımı hemen ulaşabilmek için yan çantama koymuştum. Lastik tamir kitimi çıkartıp önce deliği bulup fitil attım sonrasında tamir kitinde bulunan tüplerle lastiğimi şişirip yola devam ettim.
6. Bu yolculukla ilgili iyi noktalar nelerdi?
Tüm aksiliklere rağmen çok fazla iyi nokta vardı. Bunlardan en önemlisi hiç ummadığım şehirlerde çok fazla takipçim çıktı ve çok güzel karşılandım.
Yolculuğumu takip eden polislerin beni yolda durdurup sohbet etmeleri çay ikram etmeleri tarif edilemeyecek bir mutluluk.
Ülkemizin gerçekten görülmesi gereken çok yeri var, buraları keşfetmek beni çok mutlu etti ve aslında bir yandan da üzdü, neden daha önce böyle bir şey yapmamışım dedim.
Bölge bölge kısaca bahsetmek gerekirse, Trakya bölgesi inanılmazzz! İçten, cana yakın insanlarla dolu. Herkesin size yardım etmek için seferber olduğunu görebiliyorsunuz.
Çoğu yerde kamp yapılacak yer var sahil kısımlarında kamp yapmanız sizin avantajınıza hem akşam serin oluyor hem de denize girerken motorunuz çadırınız gözünüzün önünde oluyor.
Gelelim Ege bölgesine, Ege bölgesinin güzelliğini zaten tartışmaya gerek yok. Gerek insanlarının kibarlığı gerek gezilecek yerleri… Fakat İzmir’den biraz daha aşağıya inmeye başladıkça, yani tatilcilerin bollaştığı yerlerde yavaş yavaş motora saygı azalmaya başlıyor.
Bu beni üzdü yol veren, selam veren araçlar yerini üstüme süren, beni zora sokacak hareketler yapan araçlara bıraktı.
Olsun yine de moralimizi bozmaya gerek yok :) Akdeniz bölgesi daha güvenli. Çoğu yerde polis var, harici yolları da çok daha güzel fakat buranın da dezavantajı sıcak olması :( ortalama 80-90 km hız ile gidiyorsunuz ama yüzünüze yine de sıcak bir hava çarpıyor. Full ekipman artı sıcak hava, yolun ne kadar keyifli geçtiğini siz düşünün.
7. Yolculuk beklediğin gibi oldu mu?
Yolculuk beklediğim gibi olmadı aslında, beklemediğimiz aksiliklerle karşılaştık ve düşündüğüm kadar kolay olmadığını fark ettim.
O kadar eşyayı her gün motora yükle 6-7 saat yol git ve sonrasında tekrar motordan indirip çadırını kur matını ser çadırın içini yerleştir, bir zaman sonra her şey rutine bağlıyor bu da insanın canını sıkıyor. Bu yüzden sadece bir kere kaçamak yapıp otelde kaldım.
Bunun dışında beklediğim sürenin dışına çıktım. Her şehirde 1 gün kalırım diye düşündüm ama görülecek o kadar yer var ki… Hem yolun yorgunluğu hem o kadar yeri gezme isteği en az 2 günlük bir süreç sürüyor. Bu da toplamda turumuzu 2 katına çıkartıyor.
8. Sonraki seyahatte neler değiştirmek istersin?
Kesinlikle motorumu değiştiririm :) Yamaha marka Mt09 sp ile yola çıktım evet tabii ki de bu yol motosikleti değil ama bizim mt09 ile aramızda farklı bir bağ olduğu için bu yolu onunla beraber yapmak istedim :) fakat aldığım rüzgâr yorgunluğumu 3 katına çıkardı.
Harici değiştireceğim pek fazla şey yok. Gereksiz çok eşya aldığımı fark ettim, biraz garantici olduğum için 8-9 tişört şortlar eşofmanlar :) o kadarına gerek yokmuş.
He bir de eğer ki imkânınız varsa konfor sele alın :(